5 Haziran 2009 Cuma

Dondurmalı Post

Blogger konuklarımızla gerçekleştirdiğimiz fabrika gezimiz sırasında dondurmanın yapım aşamaları, çeşitleri, soğuk zincir, saklanma koşulları gibi konuları yakından inceleme fırsatı bulduk. Deneyimlerimizi zaman zaman blog’umuzda da paylaşmaya devam edeceğiz. İşte onlardan biri…

Sıcakların etkisiyle dondurma tüketiminin arttığı bugünlerde bir konuya dikkatimizi çekmek istedik: Dondurmacı amcadan, yeni açılan köşedeki pastaneden veya marketten, damak tadımıza uygun dondurmamızı nereden alırsak alalım, hijyenik şartlarda üretildiğinden emin olalım. Çünkü hepimizin bildiğiniz gibi süt ürünleri çabuk bozulan ve yararlarını hızla yitiren gıdalar. Bu nedenle sağlıklı koşullarda üretilmeleri ve saklanmaları gerekiyor. Aksi halde, yani hijyenik koşullarda üretilmeyen dondurmalarda ve/veya olumsuz saklama koşullarında çeşitli zararlı bakteriler üreyebiliyor. Aman dikkat diyelim…

Süt ürünleri demişken, dondurmanın içeriğine ilişkin de birkaç noktaya değinmek isteriz. Genelde dondurmanın süt, şeker ve salepten oluştuğunu biliyoruz. Carte d’Or olarak, değişen damak tatlarına alternatif üretmek üzere pek çok malzeme kullanılarak farklı dondurma çeşitleri üretiyoruz. Türkiye’de en çok sevilen çeşitleri saymak gerekirse, vanilyalı ve çikolatalı çeşitler başta geliyor; bunları çilekli ve Antep fıstıklı çeşitler takip ediyor. Biz de tüketicilerimizin beklentileri doğrultusunda, farklı damak tatlarına hitap eden, farklı çeşitler sunmaya çalışıyoruz.

Pek çok kişi tarafından merak edilen bir diğer konu da ‘süt/süt tozu’ konusu… Yeri gelmişken bu konuya da değinelim. Türkiye’de çiğ süt işleyen fabrikalar öncelikle kendi süt ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu nedenle dondurma üretiminde hem süt, hem de süt tozu kullanılıyor. Kaliteli süt miktarının, dondurma üretim ihtiyacına karşılık veremediği noktalarda, eş kalitede süt tozu devreye giriyor. Süt tozu, kalite standardı açısından, kaliteli sütten farklı değil. Üstelik süt, süt tozu haline dönüşürken içindeki karbonhidrat, protein, yağ ve mineral gibi makro besin öğelerinde herhangi bir kayıp yaşanmıyor. Dolayısıyla -bahsettiğimiz koşullarda üretilip, saklanmak suretiyle- böyle ürünleri gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz.

Tüm bunlar ve elbette dondurmanın besin öğeleri onu, yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni içinde yer alabilecek bir gıda haline getiriyor. Bu besin öğelerine örnek vermemiz gerekirse, şunları sayabiliriz: Protein, karbonhidrat, yağ, A, B, C, D, E grubu vitaminleri ve kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir gibi mineraller.

Tüm bunların yanı sıra dondurmanın en önemli malzemelerinden olan ‘hava’ya ilişkin de birkaç noktaya değinmekte fayda var. Dondurmanın içinde çok küçük kabarcıklar halinde dağıtılmış olarak hava bulunur. Bu hava, dondurmaya hacim, özel bir kıvam ve yumuşaklık verir ve aynı zamanda da sağlık açısından avantaj sağlar. Çünkü ağzımıza aldığımız miktar büyük olsa bile, eriyerek neredeyse yarıya iniyor. Bu da soğuk olarak tükettiğimiz gıdalar ile karşılaştırıldığında dondurmayı boğaz enfeksiyonuna sebep olma bakımından çok daha güvenli yapıyor.

Dondurma tüketimiyle ilgili size şu bilgileri aktaralım: Algida tarafından üretilen tüm ürünlerin raf ömrü, üretildiği tarihten itibaren –18°C veya daha soğukta muhafaza edilmek koşuluyla; küçük ambalajlı ve ev tipi ürünlerde 2 yıl, külah içeren ürünlerde 12 aydır. Belirtilen raf ömürleri kapsamında tüm çeşitlerimiz üretildiği şekilde kalitesini muhafaza eder. Dondurmanın açılarak bir miktarının tüketilmesi ve tekrar uygun soğuk ortama konması genel tüketim alışkanlıkları arasında. Bu noktada; dondurmayı tüketmek üzere dondurucudan çıkardığınız sürenin 5-10 dakikayı geçmemesinin, dondurmanın eritilmeden tekrar dolaba konulmasının çok önemli olduğunu vurgulayalım. Bir kısmı yenen dondurma raf ömründen daha önce tüketilmelidir.

Özetlemek gerekirse: Hepimiz için eğlenceli bir gıda olan dondurma, aynı zamanda içeriğiyle de yeterli ve dengeli bir beslenme düzeninin bir parçası. Ancak dikkat etmemiz gereken şey hijyenik şartlarda üretilip saklandığından emin olmamız.

Bu post’umuzda dondurmaya ilişkin biraz daha derin bilgiler verelim istedik. Bunların dışında sormak istediğiniz her türlü soru için, biz buradayızJ

Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve keyifli sofralarda bir araya gelmeniz dileğiyle…

12 yorum:

Ordanburdanhayattan dedi ki...

selamlar,
benim bir sorum var, çok az dondurma tüketen biri olarak carte dor çeşitlerini seviyoruz. ancak kutuyu açtıktan sonra bazen uzun süre bitiremiyoruz. en fazla ne kadar sürede açılmış bir kutu tüketilmelidir? ilginç elbette ama dondurmayı genele göre az tüketen bir aile olarak sanırım oğlumuzun büyümesi gerekecek. saygılar

Tuğba Agaci dedi ki...

Çok açıklayıcı ve bir o kadar da insanın ağzını sulandıran bir yazı olmuş.Okurken şimdi çikolatalı Carte dor olsa da yesem dedim :) Yeni etkinlikler ve yazılarda görüşmek üzere..

Sevil Şahin dedi ki...

HARİKA HARİKA HARİKASINIZ
O GUN SİZLERDEN DİNLEDİĞİMİZ HER SEYİ BİZLERLE BERABER OLAMAYAN DOSTLARIMIZ İÇİN TEKRAR YAZILI OLARAK VERMENİZ BUYUK BİR İNCELİK :)
SEVGİYLE KALIN
DAHA GUZEL GUNLERDE BERABER OLMAK DİLEGİYLE
SEVİL GÖRKEM ŞAHİN

Unknown dedi ki...

Merhaba ne kadar güzel bir yazı keyifle okudum.Ge
zide olan tüm arkadaşlarıma imrenmiştim.Carte Do'r
ailece keyifle ve güvenerek yediğimiz dondurma sev
gilerimle.Ama sanırım artık kestaneli çıkarılmıyor ben ençok onu severim:)))

Nur Vural dedi ki...

Bilgilendirme için çok çok teşekkürler.

Sevgiler...

Zehra Gürgen dedi ki...

Çok açıklayıcı olmuş. Ben sadece krema tadında olan dondurmalardan hoşlanmıyorum.Sütün o yoğun aromasına bayılıyorum.
Tabii yapılış aşamasındaki şartlar çok önemli.

HUYSUZBALIK dedi ki...

Çok açıklayıcı güzel bir yazı olmuş. Sevgiler...

Seda'nın günlüğü dedi ki...

Gerekli açıklamayı ilgili arkadaşlara yaptığınız için teşekkür ederim.
Sevgiler

Unknown dedi ki...

Yazıyı okurken geziye katıldığım gün bize verilen geniş kapsamlı bilgilerin bir özetini okumuş gibi oldum hala ben çevremde bu konu ile ilgili sohbetler yapıyorum gerçekten çok etkileyici bir gündü.Bunu reklam olsun diye yazmıyorum yanlış anlaşılmasın ortamın temizliğinden ve özeninden etkilendim.İnsan sağlığının hiçe sayıldığı bu zamanda sizlerin insan sağlığına vermiş olduğunuz önem beni çok etkiledi.Bir kez daha gösterdiğiniz özen verdiğiniz emek ve önem için sizlere çok teşekkür ediyor ve ekliyorum favorim meyve şöleni muhteşem bir lezzet

Dondurmalı Blog dedi ki...

Sevgili Yasemin Hanım,

Carte d’Or çeşitlerine gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz.

Dondurma tüketimiyle ilgili size şu bilgileri aktaralım: Algida tarafından üretilen tüm ürünlerin raf ömrü, üretildiği tarihten itibaren –18°C veya daha soğukta muhafaza edilmek koşuluyla; küçük ambalajlı ve ev tipi ürünlerde 2 yıl, külah içeren ürünlerde 12 aydır. Belirtilen raf ömürleri kapsamında tüm çeşitlerimiz üretildiği şekilde kalitesini muhafaza eder. Dondurmanın açılarak bir miktarının tüketilmesi ve tekrar uygun soğuk ortama konması genel tüketim alışkanlıkları arasında. Bu noktada; dondurmayı tüketmek üzere dondurucudan çıkardığınız sürenin 5-10 dakikayı geçmemesinin, dondurmanın eritilmeden tekrar dolaba konulmasının çok önemli olduğunu vurgulayalım. Bir kısmı yenen dondurma raf ömründen daha önce tüketilmelidir.

İlginiz için teşekkür ederiz,

Sevgiler

Ordanburdanhayattan dedi ki...

selamlar,
asıl ben teşekkür ederim cevabınıza. demek ki doğru yapıyormuşum, bu arada oğlum 3 yaşında ve yeni yeni keşfediyor dondurmayı. geçen akşam tatlının üzerine koyarak servis yaptım dondurmayı. ona tatlıdan yedirmeye çalıştım dondurma soğuk gelmesin diye. ama hemen çaktı tabii, dondurmanın hepsini bitirdi.sanırım yakında bizim evde de dondurmaların dondurucuda kalma süresi kısalacak. sevgiler

Adsız dedi ki...

merhabalar-güzel bir gün diliyorum-yaz günlerinin vazgecilmez tadı...daha öncede sizlere yorum bıraktım zira sitenizi ziyaret ediyor aktivitelerinizi ve tariflerinizi inceliyorum-Emeginize saglık
www.yemekkahvekokusu.blogcu.com

Yorum Gönder